 |
www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları ucuz hosting domain kontrol panelleri yardımlaşma forumları
|
Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
M.F.E.
Kayıt: 25 Hzr 2008 Mesajlar: 80 Konum: Administrator
|
Tarih: Prş Hzr 26, 2008 8:12 pm Mesaj konusu: O, artık lâik değil; şimdi Allahın hükmüne teslim! l M.F.E. |
|
|
“O, artık lâik değil; şimdi Allah’ın hükmüne teslim!”
Muhammed Fatih Ergün
(20 Haziran 2006, Kayseri, Mimar Sinan)
Allah ölümü ve yaşamı yaratmıştır ki, kimin daha güzel işler yapacağını sınasın. (El-Mulk Sûresi, Âyet: 2)
Her insan doğru bir yaratılışla (fıtrat) doğar. (Malik, el-Muwatta, Cenâiz: 52; Bukhâri, es-Sahih, Cenâiz: 80; Muslim, es-Sahih, Qader: 4803 vd.) Sonra ise dinini (yaşam tarzını) kendisi seçer, seçimine uygun eylemler yapar. (El-İnsân (Ed-Dehr) Sûresi, Âyet: 2) Allah, kulunu bu seçiminde zorlamaz; ona tercih hakkı verir. İnsan, seçiminin sonucuna katlanmayı göze almak kaydıyla, yapacağı bu tercih konusunda özgürdür. Seçim, iki yoldan biri olur. Hak veya batıl. Sonuç da bu iki tercihten birinin niteliğine göredir. Yapılacak tercih sonrasında karşılaşılacak sonuç, onun “tercihinin kaderi” olacaktır. Zira Allah kullarına karşı zulmedici değildir. (El-Enfâl Sûresi, Âyet: 51 vb.)
“Siyâsi mevtâ”, “biyolojik mevtâ” olma yolunda... Kadîm bir dostum: “Allah canını ve bilincini almasın (ki, acı çeksin)!” diyerek bedduâ etti. “Âmîn” dedim. Çünkü öfkesi, aynı öfkeyi taşıyan müslümanlar adınaydı, biliyorum. Eğer bilinci yerinde ise, “tek dünyâlı” olmanın psikolojik acısını yaşıyor, şimdi. Nefisler Allah’ın elinde. (Ez-Zumer Sûresi, Âyet: 42) Mukadder vakit geldiğinde herkes gibi o da ölecek, (Âlu İmrân Sûresi, Âyet: 185 vb.) yaşamının hesabını vereceği güne kadar kabrinde rehin kalacak. Sonra Allah’ın huzurunda tek başına… (Meryem Sûresi, Âyet: 80)
O artık lâik değil; şimdi Allah’ın hükmüne (insiyatifsiz) teslim. Boğaza gelen canı ne geri çevirebiliyor, ne de çıkarabiliyor. Buna muktedir değil. Sanırım gücü yetse idi, bu ikisinden birini yapmak isterdi. Aşağıdaki görüntü Allah karşısında mutlak bir aczi resmediyor. Onu, daha önceleri tesettürlü bir bayan milletvekili için: "Devlete meydan okuyan şu kadına haddini bildirin! Dışarı çıkarın!" derken ki “içindeki kini yüzüne akseden” görüntüsü ile hatırlayanlar, ibret için şimdi bir de bu fotoğrafi tefekkür etmeliler. Allah günleri insanlar arasında işte böyle döndürüp, duruyor. (Âlu İmrân Sûresi, Âyet: 140)
Yaşamı boyunca kendisine örnek aldığı ve yolundan gittiği ideologların hepsi şimdi fosil. Çıkmak üzere olan bir “yoldaş canı” için yardım ve şefaat edemiyorlar. Vaktiyle aynı âkibeti onlar da kendi başlarından savabilmiş değillerdi ki.
Evrenin Sahibi’nin koyduğu yasalardan bağımsız olarak bir ulusu yönetme ve yönlendirmede kendisini söz sahibi görenler(in hepsi de)… Aynı “Kaçınılmaz Kötü Son”a mahkûm ve mecbûr olmaktan müstesnâ değiller. Bunun bir tek istisnâsı vâki değil, olmadı. Meğer ki, can boğaza gelmeden hükmü Allah’a ait kılan, tevhid ve adâleti ilke edinen muvahhidler(den) olalar… Meğer ki iyiliği “iş edinip”, kötülükten insanları alıkoymak isteyen iyilerden olalar… Meğer ki Allah kendilerine yeryüzünde bir imkân ve iktidâr verdiğinde Allah karşısındaki duruşlarını bozmayan (salât) ve arınmayı (zekât/tezkiye) gerçekleştirerek iyi işler (salih amel) yapanlardan olalar… (El-Hacc Sûresi, Âyet: 41)
Ölüm gelmek üzere olduğunda, insan yakîne ulaşır ve sınav süresi biter. Bu süreçte yapılacak bir tevbe (pişmanlık) ve bağışlanma talebi (istiğfâr) geçerli değildir. Meğer ki, yaşamı esnâsında cürümlerini Rabbine itirâf ile içtenlikle O’na yönelenlerden ola…
“… Can boğaza dayandığı… “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği… (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu anladığı… bacakların birbirine dolandığı zaman… İşte o gün gidiş ancak Rabbinedir.
O, (Allah’ı ve Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kıl-mamıştı. Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti. Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.
“Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!”
İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder. O atılan meniden ibaret az bir su değil miydi? Sonra bir “embriyo” oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirmişti. Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi (Allah) vâretti.
Şimdi, bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?” (El-Qiyameh Sûresi: Âyet: 26-40)
Fânilere taptılar. Haddi aşanların yolunu izlediler. Zayıfları kullandılar. Sorumsuzca hürmetleri çiğnediler, mukaddesât düşmanlığı ile tanındılar. Hevâları ve batıl davaları uğrunda bir ömür tükettiler. Kendi özbenliklerine yazık ettiler.
Yasama ve insanların yaş***** yön verme konusunda kendilerinde yetki gördüler. Yaratan’a rakip oldular. Ayakları takıldı, yere düştüler… Altı bezli gezdiler... Ama ibret almadılar, bu küstah rekâbetlerinden vazgeçmediler. Diri ve Ölmez Olan’ı unuttular, O’nun hesabını hesaba katmadan yaşadılar. Şimdi de onlar unutulacaklar. (El-Câsiyeh Sûresi: Âyet: 34)
Bu dünyâ hayatında, kalıcı bir eser olarak, kendi arkalarında onları izleyen bir lânet bıraktılar. Kıyâmet gününde kabahatli/iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır. (El-Qasas Sûresi, Âyet: 42 vb.)
“Can boğaza geldiğinde, onu döndürsenize, hadi!” (El-Waqia’ Sûresi, Âyet: 83 vd.) Azîz olan hep Allah (değil mi?)! _________________ Muhammed Fatih Ergün
www.mfe.name |
|
Başa dön |
|
 |
www.turkiyespot.com ucuz hosting www.turkiyespot.com ucuz hosting

|
Tarih: Prş Hzr 26, 2008 8:12 pm Mesaj konusu: Advertisement Links |
|
|
 www.turkiyespot.com iyi Hosting vps
vds radyo iyi reseller, kaliteli hosting, kaliteli host, kaliteli vps, iyi vps |
|
Başa dön |
|
 |
|
|
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçıoğlu
|