 |
www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları ucuz hosting domain kontrol panelleri yardımlaşma forumları
|
Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
M.F.E.
Kayıt: 25 Hzr 2008 Mesajlar: 80 Konum: Administrator
|
Tarih: Prş Hzr 26, 2008 7:29 pm Mesaj konusu: Tek Başına Ümmet Olabilmek l M.F.E. |
|
|
TEK BAŞINA ÜMMET OLABİLMEK
Muhammed Fatih Ergün
(1995)
Her baba yiğidin harcı değildir ama, bu yetenekle Allah'ın Kitabında zikrettiği İbrâhim'in haberi arasında ciddi bir bağlantı ve bir örnek vardır.
Allah buyurur ki:
إِنَّ إِبْرَاهِيم...َ كَانَ أُمَّةً قَانِتًا لِلَّهِ حَنِيفًا, وَلَمْ يَكُنْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
"Muhakkak ki İbrahim, Allah'a gönülden yönelen, itaat eden hanif bir ümmetti ve müşriklerden değildi." (16/120)
Allah bu ayette İbrâhim'i, tek kişi olduğu halde, bir "ümmet" diye zikretmiştir. Tek kişilik bir ümmettir, O...
Hz. İbrâhim'in bu özelliği daha sonra Rasulullah'ın kerim Ashabı'ndan Ebu Zerr el-Gifari (r)'nin hayatında belirgin bir şekilde sembolleşecekti. Hakkında bu hususta karekterini nitelendiren bir de hadis rivâyet edilir: "Ebu Zerr... Yalnız yaşar, yalnız gezer, yalnız ölür ve yalnız haşrolur."
Nitekim öyle de olmuştu. Dönemindeki sulta ile arası açık olduğundan dolayı yıllarca ahir ömründe Rebeze'de sürgün hayatı yaşamıştı. Sonunda yine yalnızken ölüm kendisine gelip çattığında, başka bir iş için sefere çıkan ve vefât ettiği sırada ilginç bir tevâfuk sonucu çölde Ebu Zerr (r)'in çadırının yakınlarından geçmekte olan Abdullah bin Mes'ud (r), Ebu Zerr (r)'in vefât haberini oracıkta öğrenecek, O'nun cenazesini yıkayacak, kefenleyecek ve O'nu defn edecekti.
İnsan hayatı oldukça dalgalı geçer. Bu hayatı yaşarken insanın sükûnet bulduğu anlar da olur, yüreğinde fırtınaları koptuğu anlar da... Allah'a olan kulluk görevinin ifâ ve edâsında Müslümanların cemaat ve devlet halinde bulundukları da olur, bu nimetlerden yoksun kalıp, tek başına kaldıkları da... İşte bu tek başına kalış dönemi, insanın kendi iç dünyası ve Rabbi ile baş başa kaldığı bir dönemdir. Sabredilir ve bu halin/dönemin hakkı verilirse, sonuç bakımından sahibine azımsanamayacak nimet ecirler getirir. Tabidir ki sahibinin samimiyet, sadakat ve Allah'a olan bağlılığı nispetince...
Yalnızlık dönemlerinde bu ağaçlar misali kendi ayakları üzerinde dimdik durmasını becerebilen Müslümanlar, bu dönemlerde elde ettikleri tecrübe birikimlerinden daha sonraları hayli faydalanırlar. Zira fiziksel varlıklarını kendi ayakları üzerinde durarak devam ettiren insanların, fikir ve ruh dünyalarını kendi ayakları üzerinde devam ettirmeleri gerekir. Böyle olursa, başkalarını payanda yapmadan yaşamayı öğrendikleri için, her zaman kendi ayaklarının üzerinde dimdik durabilmenin becerisini kazanmış olurlar. Ve yalnız verilmesi gereken imtihanlara tâbi tutulduklarında sınıfta kalmazlar.
Böylesi zamanlarda Abdullah bin Mes'ud (r)'a ait olup, Said bin Cübeyr (r)'in de kendisini öldürüleceği sırada onu cemaatten ayrılıp fitne çıkarmakla suçlayan Zalim Haccac lakabıyla ve su-i şöhretiyle meşhur Yusuf es-Saqafî'ye söylediği şu sözü hatırlamak ve hiç unutmamak ilke ve motivasyon açısından oldukça yerinde ve faydalı olur:
الجماعة علي الحق والو وحدك
"Cemaat hak üzere olandır. Velev ki tek kişi olsan (veya kalsan) bile...¨
Bu şuna benzer:
Kainat kitabının içerisinden kimi ormanlarda Allah'ın görünen ayetlerinden ve varlığının belgelerinden olan bazı ağaçlar vardır. Bu ağaçların kökleri çok sağlam, dalları ise semaya doğru uzanmıştır. Tevhid kelimesi ile ilgili bir ayette, Allah bu ağaçlardan örnek verir: (14/24). Bu ağaçların boylarının ise, 100, 150 ve hatta 200 metre uzunluğunda olanına bile Afrika ormanlarında rastlanmıştır. Yine bu ağaçlardan herhangi birisinin etrafındaki tüm ağaçları kökleri ile birlikte kazısanız bile, tek bir ağaç Allah'ın izni ile kendi kökü üzerinde sapasağlam, dimdik durur ve kalır, yaşamını sürdürür. Oysa küme (cemaat) halindeki ağaçların köklerinin birbirlerini muhkemleştirdiği, birbirlerine destek olduğu bilinir. Buna rağmen Allah'ın müstakil olarak muhkemleştirmiş olduğu tek bir ağacın sadece kendi kökü üzerinde ve formundan hiçbir şey kaybetmeden sapasağlam ayakta kalması olayı oldukça ilginçtir.
Bu ağaçlardan bir tanesini biliyorum. Sakarya ili ile Geyve ilçesi arasında, "Adliye" adı verilen bir köy mıntıkasında, insanların Allah'ı bırakıp da tapındığı bir ölü kabri (türbe) yanında çevresindeki tüm ağaçları kökleri ile birlikte kazımışlar, ama o kendi kökü üzerinde dimdik yaşıyor.
İşte zorunlu olarak ferdi ya da sosyal uzlet hayatı yaşayan Müslümanların ormanlardaki bu ağaçlar gibi olabilmeleri/kalabilmeleri gerekiyor.
Bu onların kişilik ve şahsiyetlerini oluşturduklarının ve imanlarının iktidar ve istiklâlini kazandıklarının belgesidir.
En izzetli olan da bu olsa gerek... _________________ Muhammed Fatih Ergün
www.mfe.name |
|
Başa dön |
|
 |
www.turkiyespot.com ucuz hosting www.turkiyespot.com ucuz hosting

|
Tarih: Prş Hzr 26, 2008 7:29 pm Mesaj konusu: Advertisement Links |
|
|
 www.turkiyespot.com iyi Hosting vps
vds radyo iyi reseller, kaliteli hosting, kaliteli host, kaliteli vps, iyi vps |
|
Başa dön |
|
 |
|
|
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçıoğlu
|